Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Komşumuzla
Karıma bakıyorum. Şortunu çıkarırken, yavaşça muhteşem kıçını açığa çıkarırken izliyorum. Yaramaz kalçaları kapalı denilebilecek bir bikini tarafından gizlenmişti. Gömleği zaten çıkmış, yanında elbise yığını halindeydi ve büyük göğüsleri elastik bikini üstü tarafından sıkıca sarılmıştı. Havuz kenarında bir kokteyl yudumlarken, verandadaki sandalyemde onun şezlonga uzanmasını izledim.
Eşim Ayla, güzel bir kadın örneğidir. Koyu akan saçları, yeşil gözleri ve yumuşak kadınsı bir yüzü var. Vücudu düzgün vücutlu, eskilerden klasik bir aktris gibi… Büyük doğal göğüsleri, dümdüz bir karnı ve her gün, her gördüğümde eksilmeyen bir şehvet duyduğum dolgun bir kıçı var. Onu muhteşem göğüsleri ve kalçalarıyla görmek beni her defasında heyecanlandırmayı başarıyor.
Fiziksel olarak cinsellikle dolu olmasına rağmen, eşim doğadan oldukça utangaç… Ayla’nın bastırılmış cinselliği onun aileden kaynaklı gelişiminin bir ürünüdür. Gerçekten üniversiteye kadar fiziksel olarak cinselliği pek gelişmemiş, neredeyse hiç yaşamamış. Bana orta ve lise boyunca süren çirkin ördek yavrusu yıllarıyla ilgili birçok hikaye anlattı.
Ancak şimdi ona baktığımda, böyle bir aşamadan mağdur olması imkansız gibi görünüyor. Ayla iyi niyetli bir seks spotu ve gittiği her yerde farkında olmadan şehvet dolu bakışları üzerine çekiyor. Aslında beni hayal kırıklığına uğratmakta üstüne yok. Böyle güzel bir kadınla evliyim, ama aslında ne kadar çekici olduğunu kabul etmeyi reddediyor.
Benim adım Timur. Ayla ve ben yirmili yaşlarımızın başındayız. Şehir merkezinde bir ticaret şirketi için finans bölümünde çalışıyorum ve Ayla da bir ilkokulda öğretmen… Üniversitenin son sınıfında tanıştık ve birbirimize bir anda aşık olduk. Düğünümüz mezuniyetimizden sadece birkaç hafta sonra gerçekleşti.
Bu yaz bir aile büyüğümüzün deniz kenarındaki dubleks yazlığında kalma şansımız oldu. İkimiz baş başa bir tatil yapabilmenin keyfini çıkarabiliyorduk. Mutluluğumuza diyecek yoktu.
Ayla havuzun içine atladığı için bir su sıçraması beni şaşkına çevirdi. Sonunda diğer ucunda ortaya çıkana kadar bir süre yüzeyin altında bir balık gibi zarif bir biçimde yüzdü.
Ayağa kalktım, içkimi masaya koydum. Gömleğimi çabucak çıkardım.
Ben oldukça ortalama bir yapıda, 1.75 boyunda ve yaklaşık 75 kilo ağırlığındayım. Özellikle kaslı değilim, ama tam olarak bir dal da değilim. Karımdan biraz daha az zarafetle suya atladım, bir sıçrama ve Ayla’dan gelen bir kıkırdamaya neden oldu. Islak dudaklarımız nazikçe kavuşurken birbirimizi şefkatle öpmeye başladık.
“Yarın çalışmak istemiyorum.” diye bağırdı. Narin su damlacıkları vardı dudaklarında… Pazarımız şimdiye kadar güzeldi, ama öğleden sonra saatleri bitiyor, hafta sonu tatilimiz hızla sona yaklaşıyordu. Onu tekrar öptüm,
“Ben de istemiyorum bebeğim.”
“İkimiz de işlerimizi arayalım, kendimize bir gün ayıralım ne olur, pazarlar yetmiyor bana..” Tam konuşurken gür bir ses yayıldı ortalığa…
“Hey millet!”
Komşumuz Burhan’dı seslenen… 50 yaşında, yaşlı bir beyefendi. Oldukça iri, yaklaşık 1.95 boyunda kalın bir gövdeye sahip… Muhtemelen yüz kiloya yakındı, hepsi kas değil, fakat kesinlikle yaşına göre bir erkek için çok iyi durumdaydı.
Dost canlısı biriydi, görünüşte zararsızdı. Karısı nadir görülen bir hastalıktan ölmüştü ki bu da hakkında konuşması zor olan bir şeydi. Yandaki evde yaz kış tek başına yaşıyordu ve biz tanıştığımızdan beri onunla iyi bir komşu ve dostluk geliştirmiştik.
Mahalle içindeki diğer her ev bir çitle ayrılıyordu. Fakat bir sebepten dolayı bizim evlerimiz sadece çim kesimindeki belirgin bir değişiklikle ayrılmıştı ve evlerimizi sadece biraz uzunca bir çim şeridi ayırıyordu. Burhan erken yaşta emekliye ayrılmıştı ve görünüşe göre hep evinde bahçesinde çalışıyordu, bahçesinin, çimlerinin durumu kusursuzdu.
“Hey Burhan, nasıl gidiyor?” Yanıtladım. Ayla içgüdüsel olarak suyun altına girdi, gerçekte olduğundan daha az giyinik olduğunu düşünüyordu mutlaka…
Gülümseyerek geldi, elinde koca bir bahçe makası, alnındaki teri sildi. Büyük gövdesi öğleden sonra güneşinin ışığını kesintiye uğrattı, gölgesi üstüme vurmuştu.
“Of, sadece küçücük bir bahçenin bitmeyen bu karmaşası öldürüyor beni, yoruldum.” Ayla ve bana bakarak durdu. “Siz ikiniz bu havuzun tadını çıkarıyorsunuz ne güzel… Burada yaşayan son çift hiç kullanmamıştı havuzu… Görüyorum, her baktığımda siz çocuklar havuzdasınız.”
Yanlış değildi, suda epey zaman geçiriyorduk. Ben cevapladım gülümseyerek.
“Buz gibi kokteyl yapmıştı bize Ayla, sen de ister misin? Çok fazla yorulmuş gibisin…” Başını salladı,
“Buraya gelirken sizin keyfinizi bölmeyi amaçlamamıştım. Bundan nefret ederim ama… Çok iyi olurdu doğrusu, zahmet olmayacaksa…”
“Saçmalama Burhan abi…” dedim adama, “Ayla bebeğim, bir kadeh de komşumuza getirir misin?” diye ısrar ettim. Kıçını suyun altına okşadım. Hafifçe kızardı. Anlamıştım, adamın yanında kalçasına dokunmamdan hoşlanmamıştı. Yine de,
“Tabii ki”dedi.
Ayla yavaşça merdivenlerden yukarı çıktı, çıkarken iri göğüslerinden su damlaları akıyordu. Karım biraz muhafazakar biriydi, ama üzerindeki pembe ve iki parçalı bir bikiniydi. Burhan o ana kadar karımın vücudunun çoğunu görmemişti.
Burhan kibardı, ama gördüklerinden hoşlandığı da açıktı. Ayla’ya bir iki kez baktığını ve bu konuda pek utangaç olmadığını fark etmiştim. Yine de normal karşıladım durumu… Çünkü onu gören neredeyse her erkek aynı şeyi yapıyordu. Karım hazırladığı içki kadehini ona verirken karıma ustaca ve aşağıdan yukarıya her santimini inceleyen bakışlarla baktı.
“İşte kokteylimiz…” diyen karım onun bakışları altında kızararak, fakat pek rahatsız olmamış bir tavırla kadehi uzattı.
“Teşekkürler güzelim…” Burhan hazırladığı içkiyi nazik bir tavırla kabul ettiği için adamı terslemekten kaçınmaya çalıştığını hissettim.
Ayla havuzda bana katıldı ve Burhan şezlonglardan birinde oturdu. Biz suyun içinde, adam şezlongda bir süre daha içtik ve sohbet ettik, ama Burhan sonunda vedalaştı ve toplanıp bahçesine yöneldi.
O gecenin sonunda Ayla ile üst kattaki yatak odamızda sevişiyorduk. Karımın sulu şeftalisinin içine sokarken onbeş santimlik aletimi aç bakışlarla izliyordu. Beni içine alırken usulca inledi. Aklım öğleden sonraya geri döndü ve içten içe kıkırdayarak Burhan’ın onu şimdi görebilseydi ne düşüneceğini merak ettim.
Aynı düşünce aceleyle sağıma baktığımda kısa bir panik yaşamama neden oldu. Bizim yatak odası perdesi kapalı olduğundan emin olmak istedim. Ev küçük bir yan avluya ve sonra komşu evin geniş yatak odası penceresine bakıyordu. Burhan’ın evinin yatak odası penceresi…
Evler birbirine çok yakın ve aslında birbirinin tıpkısıydı. Garip bir tasarım gibi görünüyordu ve birkaç gün içinde, görünüşe göre kendi gizliliğini pek umursamayan Burhan ile bir avuç garip görüntü değiş tokuş etmiştik. Bir iki denemeden sonra yatak odamızın perdesini sürekli kapalı tutar olmuştuk. Evler arasındaki yakınlık da, görünürlüğün ötesinde bir sorundu. Ayla çok yüksek sesle inlediğinde Burhan’ın onu kolayca duyabileceğinden emindim.
Düşüncelerimi aklımdan çıkardım ve karımı becermeye devam ettim. Fakat orgazm beni sürpriz bir şekilde yakaladı ve ben karımın istek yüklü inlemeleri, vajinasının kasılmalarıyla bir anda içine patlayıverdim. Ayla küçülen aletimle içinden çıkarken yavaşça sızlandı. Seks sırasında ona sık sık orgazm yaşatabilirdim, ama ne yazık ki, bu gece içimden gelmiyordu.
Beraber bir duş sonrası birlikte pijamaları giyip yatağa uzandık tekrar… Öğleden sonra olanlar tekrar aklıma geldi ve huzursuzca,
“Burhan’ın bugün sana nasıl baktığını fark ettin mi?” Ayla iç çekti,
“Her zaman insanların bana baktığını düşünüyorsun zaten…” Ben güldüm,
“Çünkü bakıyorlar canım… Özellikle yandaki komşumuz…” Kızardığını gördüm,
“Sanırım… Evet, biraz bakıyordu.”
“Zavallı adam… Evde yalnız başına ve muhtemelen pek bir şey yapamıyor.” Ayla şakacı bir tavırla omzuma vurdu.
“Sapık.” dedi şaka yollu, gülerek…
Birkaç hafta geçti ve Burhan’ın karıma bakışları konusunda başka bir şey konuşmadık. Bir kaç kez ayaküstü sohbetlerimiz oldu. O her zamanki samimi ve konuksever tavırlarıyla sıcakkanlıydı. Hatta arabayı park etmek için ihtiyacımız olan evin araba yolunu açmamda bana yardım etmeyi teklif etti.
Burhan’la o konuşma sırasında Ayla’ya yönelik bakışlarını yakaladım yine… Gözlerinde garip ve erotik bir parıltı vardı sanki… Eh, haksız sayılmazdı doğrusu… Eşimin inanılmaz göğüsleri var. Bir çift füze sanki göğüsleri, doğal, kabarık ve bir santim sarkması olmayan memeler… Bir ev hanımına, öğretmene değil de, sanki bir porno yıldızına veya egzotik bir güzelliğe ait gibi görünürler.
Bir hafta içi sabah kahvaltı yapıyordum. Aniden Ayla merdivenlerden aşağı koşarak, çığlık atarak geldi. Kırmızı yüzlü ve kızgındı.
“Timur! Neden perdeleri açık bıraktın? Havlu kurutucuda ve ben banyodan çıplak çıktım!”
Çatal elimde kalakaldım, şaşırmıştım. Neden bu kadar öfkelendiğinden emin değildim,
“Tamam bebeğim… Ve…?”
“Burhan tam oradaydı! Karşıda…. Tam bana bakıyordu!”
Neredeyse tostumun lokması boğazıma kaçıyordu ve bir cevap veremeden öksürdüm
“Ah, hay Allah kahretsin. Hava durumunu kontrol etmek için perdeleri açmıştım. Bugün şirketin müşterisini havaalanından alıyorum da… Üzgünüm bebeğim.” Karım ikna olmamıştı, sinirle bağırıyordu,
“Umarım mutlu olursun! Komşumuz bugün çıplak karına daha iyi baktı!”
Ayla’nın tüm sinirine karşı kendime hakim olamadım ve güldüm. Zararsız, yaşlı biriydi Burhan ve eşimin çıplaklığının onun tarafından yanlışlıkla izlenmesi bence pek önemli değildi doğrusu… Onunla alay ettim.
“Bu kadar büyütecek ne var bebeğim? Eminim onun gününü cennete çevirdin. Herhalde yılın en büyük iyiliğini yaptın adama… Hayatım, bu yaşta Burhan zararsız biri, büyütme lütfen!” Dehşete kapılmış görünüyordu karım,
“Bu senin için çok önemli değil, öyle mi! İnanılmazsın!” Fırtına gibi öfkeyle arkasını döndü bana, üst kata çıktı. İşe giderken arabamın yanında duran kırmızı yüzlü bir Burhan ile karşılaştım. Kekeliyordu,
“Şey… Timuçin… Bak, gerçekten üzgünüm, sadece öylesine baktım ve… Çığlığını duydum ve …”
Kıkırdayarak onu durdurdum
“Burhan abi, bak… Tamam, senin dediğin gibi, kazaydı. O kadar önemli değil. ” Muhtemelen duruma nasıl tepki vereceğim konusunda hiçbir fikri olmayan Burhan rahat bir nefes aldı. “Daha önce hiç görmediğimiz bir şey, karım aşırı tepki vermiş.” diye devam ettim. Ve omzuna dostça bir dokundum.
Utangaç bir tavırla başının arkasını kaşıyıp gülümsedi,
“Şey, Timur… Anlayışla karşıladığın için teşekkürler… Bir de… Umarım söylememe aldırmazsın, ama sen çok şanslı bir adamsın.”
Bunu söylerken biraz kızarmıştı, belki de daha ileri gittiğini düşünüyordu. Yaptığı yorum beni şaşırttı, ama açıklanamaz bir şekilde beni heyecanlandırdı aynı zamanda…
Özellikle karımın çıplaklığını gördükten sonra, onu çekici bulduğunu itiraf etmesinde içimde garip duygular uyandıran bir şey vardı. Yani, bundan şüphelenmek başka bir şeydi, kendisinden duymak tamamen farklı bir şeydi. Bir sırıtmayla bana karımı beğendiğini söyleyen erkeğe cevap verdim,
“Teşekkürler komşum. Biliyorum.”
Eğer başka biri olsaydı, yorum beni kızdırabilirdi. Ama nedense, Burhan’ın ağzından çıkan bu beğeni ifadesi nedense beni pek mutlu etmişti.
O akşam işten erken döndüm ve bir çeşit özür dilemek için karıma sürpriz bir akşam yemeği hazırladım. Gerçekten üzgün değildim aslında… Hatta daha çok eğlendim diyebilirim ve eğer itiraf etmem gerekirse, garip bir gurur duymuştum.
Ayla ön kapıdan içeriye girdiğinde biraz yorgun, ama her zamanki gibi güzel ve seksi görünüyordu. İlk başta benimle konuşmaktan kaçındı. Sabahın kızgınlığı devam ediyordu, ama sonunda güzel sofrayı, şarabı görüp içkilerimizi yudumlayınca sessizlik duvarı yıkıldı.
“Üzgünüm, sana önce bağırdım, ama bunun bir kaza olduğunu biliyorum. Şeyy… Kendimi… Kendimi çıplak hissettim.” Sanki o anı yaşamış gibi kıkırdadı sonra… Ben de güldüm. Bir dakika sessizce yemeğimizi yedik. Sonunda dayanamadım,
“Burhan’ı bu sabah işe giderken gördüm” dedim. Hemen kızardı,
“Ah Tanrım. Bir şey söyledi mi? Nasıl olduğunu bilmiyorum. Utandım, çok utandım.”
“Çok önemli değil bebeğim.” Her şeyi küçümsemeye çalışıyordum. Durakladım, devam ettim. “Aslında… Bana çok şanslı bir adam olduğumu söyledi.” Bunu söylerken karıma baktım, tepkisini merak ediyordum.
“Nefes alamıyorum şu anda…” Yanakları iyice kızarmıştı. Başını salladım,
“Evet, öyle söyledi. İnanılmaz derecede güzel bir vücudun olduğunu ve bundan gurur duyman gerektiğini söyledi.” Son kısmı ben eklemiştim. Beyaz bir yalandı, ama tam olarak bu şekilde söylemese bile adamın karım için düşündüğü şey tam olarak buydu.
“Ne dedin!?” Bu soruyu neredeyse bana haykırarak sormuştu. Gülümsedim,
“Ona ne şanslı olduğumu bildiğimi söyledim, gerçekten ben çok şanslı bir adamım. Senin gibi güzel ve seksi bir karım var.”
Kızardı, ama bu sefer sadece utanç değildi yüzünü kızartan… Yıllar içinde ilk kez başka bir erkeğin, benden başka bir adamın çıplak bedenine açıkça iltifat ettiğini duymuştu. Kırmızı yanaklarının gölgesinde bir ürperti, bir heyecan vardı.
Dakikalar sonra biz tamamen azmış bir halde, bizim yatakta çırılçıplaktık. Ayla’nın kadınlığı uzun zamandır hissetmediğim kadar ıslaktı ve benim erkekliğim bir kaya gibi sertti. Benim söylememe bile gerek kalmadan kovboy kızım sertleşmiş sikimin üstüne biniyordu.
“Harikasın bebeğim, amcığın sırılsıklam, çok ıslaksın.” İnledi, başını arkasına yasladı ve omuzlarımı tuttu.
“Evet canım… Çünkü sen azdırdın beni…” Kendimi tutamadım ve onun şehvetinin kaynağı konusunda şaka yaptım,
“Ben değil, Burhan’ın sikici bakışları azdırdı seni… Bence Burhan’ın her gün memelerine bakmasına izin vermeliyiz.” Göğsümü tokatladı,
“Kes şunu…” Tonu ciddiydi, ama kesmemi gerçekten istemiyordu bence… Dişleri kenetlenmiş, dudakları sımsıkı gerilmişti. Ben konuştukça zevkle inledi.
“Ne? Eminim bu muhteşem memelere bir kez daha bakmak isterdi.” Memelerini tekrar avuçlayıp parmaklarımın arasında sıktım, meme uçlarını sıkıştırdım, karımın çok sevdiği bir his…
Yüksek sesle inledi, kalçalarını indirip aletimi sertçe içine kökledi. Sikimin üstünde inip kalkarken amından adeta sular fışkırıyordu.
Dudaklarından dökülen iniltiler mahalleyi uyandıracak kadar yüksekti ve ben onun içine geldiğimde, sıcak spermlerim karımın orgazm patlamasına neden oldu. Fırtına bittikten sonra ikimiz de yavaş yavaş kendi dünyamıza, uykuya daldık, başka bir şey söylemeden…
Bir kaç gün geçti ve hafta sonu yaklaştı. Cumartesi günü geç uyandım ve pencereden dışarı baktığımda kendime biraz kahvaltı hazırlıyordum. Sürpriz… Bahçede Ayla ve Burhan’ın sohbet ettiğini gördüm. Eşim bizim bahçede birkaç çiçek dikmişti ve Burhan ona yardımcı olmak için çiçeklere bakıyordu. Normal giyinmişti, ama karımla ikisi etkileşime girdiklerinde içimde bir şey karıştı. Burhan sadece birkaç gün önce karımı çırılçıplak görmüştü ve burada botanik hakkında tartışıyorlardı.
Ayla sonunda içeri girdi, hafif bir sabah teni cildinde parladı. Hiç zaman kaybetmedim,
“Onunla bir daha asla konuşamayacağını düşünmüştüm. Anlaşılan yanılmışım.” Kızardı.
“Eh? Nasıl başladı? Senin için garip olmalı… Adam seni çırılçıplak gördü bir iki gün önce…”
“Evet! İlk başta zor oldu ama…”
“Neler dedi?” Konuşurken kıpır kıpırdı, yüzündeki kırmızılık devam ediyordu,
“Hiçbir şey… Bilmiyorum. O sadece geldi ve çiçeklerle ilgili yardım teklif etti…”
Bir bardak su almak için buzdolabına gitti. Bir yudum aldıktan sonra bana baktı,
“Açıkçası garip hissediyorum.” diye devam etti. “Geçen gün için özür diledi, ama ona benim hatam olduğunu söyledim.” Derinden kızardı. “Bana şaka yaparak her sabah uyandığında pencereye baktığını söyledi. Kaçırmamak için kahve içmeyi bırakabilirmiş.” Şaşırmıştım Burhan’ın cesaretine, yine de güldüm,
“Bak sen! Gördün mü aşkım, endişelenecek bir şey yok. Sen ne cevap verdin?”
“Şeyy… Hiçbir şey… Sanırım… Sadece güldüm sanırım, bilmiyorum. Konuşmanın sonu buydu.”
Bir an sessizlik içinde oturduk ve devam etti, “Biliyor musun, senin böyle tepki vermene şaşırdım”
“Bir tanem, Burhan bir pislik değil, kötü bir amacı yok. O bizim zararsız ve yaşlı komşumuz.” Onunla daha şakalaştım, üzerine gittim, “Ve bu benim hatam değil, çırılçıplak kendini gösteren sensin.”
“Ne düşündüğümü biliyorsun! Sanırım sen bundan hoşlanıyorsun. Sanki beni seyretmesinden haz duyar gibisin!” Yutkundum bir an,
“Evet canım… Senin güzelliğini göstermek hoşuma gidiyor, hepsi bu…” Bir sonraki yorumumda çok düşündüm, ama “Biliyor musun? Sanırım senin de bir parçan onu tahrik etmekten hoşlandı.”
“Timur!”
“Dur Ayla, hemen itiraz etme canım… Bu çok önemli değil… Sana yıllardır vücudunu daha fazla göstermeni söylüyorum, sen güzel bir kadınsın. Sonunda olayı yakaladığına sevindim.” Güldüm, onu belinden tutup kucağıma çektim.
“Bu kadar dramatik olmayı bırak ve bana bir öpücük ver.” Derin ve istekli öpücüğünü verirken düşüncelerime pek karşı çıkmadığını hissettim.
Başka bir etkinlik olmadan bir hafta geçti ve kendimizi başka bir tembel pazar keyfi yaparken bulduk. Ayla ve ben bazı arkadaşlarımızla öğleye doğru bir brunch için dışarı çıkmıştık ve yemekten sonra hepimiz çok fazla içmiş durumdaydık. Öğleden sonrasının rehaveti bir yandan, içtiğimiz içkiler bir yandan, oldukça sarhoş bir vaziyette koltukta birbirimize sarılıp uzanmıştık. Ayla sızlandı,
“Evin içi sıcak… Ben havuza girmek istiyorum.”
“Öyleyse havuza gidelim bebeğim…” Ellerimle memelerini kavramış, boynunu öpücüklere boğuyordum bunu söylerken…
Kıkırdayarak ellerimden kurtuldu ve üstünü değiştirmek için üst kata fırladı. Biraz sonra pembe bikinisini giymiş olarak geri döndü.
“Hayır, istediğim bu değil canım. Sana Mykonos gezimizde aldığım bikiniyi giymiyorsun. O kadar para verdik. Çok pahalıydı ve giydiğini pek görmedim.”
Yüzü kırmızı bir renkle parladı, ama hiçbir şey söylemedi. Bir an için birbirimize baktık ve yavaşça döndü, yukarı çıktı.
Gergin bir şekilde geri döndü. Onun güzel göğüsleri inanılmaz derecede ince bir siyah kumaş tarafından zar zor gizlenmişti. Etrafında döndü ve dipdiri kalçalarının bikini altı olan G string’i tamamen yuttuğunu bana gösterdi. Neredeyse hiç bir şey giymemiş gibi görünüyordu. Mükemmeldi. Açıkçası karım benimle aynı fikirde değildi.
“Ben bununla havuza giremem.”
“Evet yapabilirsin. Bu bir bikini canım, insanların dışarıda giymeleri için özel olarak üretildi.”
Zaten birkaç içki içmemiş olsaydı, teklifimi asla kabul etmezdi. Ama dışarıya doğru ilerledi, kayan cam kapıyı açarken baktım. Bahçe boyunca koştu ve acele hareketlerle havuza atladı.
Ben de üstümü değiştirmek için telaşla yukarı çıktım. Tekrar aşağıya inip havuz kenarına geldiğimde Burhan’ın Ayla ile sohbet ettiğini gördüm. Suyun kırılması, karımın güzel vücudunun bir kısmını gizlemek için iyi bir iş çıkarmıştı, ancak yine de çok fazla giyinmediği apaçık görünüyordu.
Karımın yüzünde beni dinleyip bu minicik bikiniyi giydiği için belirgin bir pişmanlık vardı. Burhan yanlarına yaklaşınca beni görüp selamladı,
“O, merhaba Timur… Ayla’ya benim ünlü sarhoş ayıltan içeceğimden bir iki bardak isteyip istemediğini soruyordum. Bugün alkol sınırını biraz aştığınızı söyledi de…” Kıkırdayarak başımı salladım,
“Ya, sorma Burhan abi… Arkadaşlarla bir araya gelince işte, biliyorsun. Yanlış izlenim edinmeni istemiyorum. Gerçekten ağır içiciler değiliz, ama burada Bodrum’da tatilde gibiyiz. Son zamanlarda herhangi bir bahane bulunca Pazar günleri çıldırıyoruz.”
“Pazar eğlenceli günler dediğiniz şey öyle, değil mi? Yeğenimin her zaman söylediğini duydum.”
“Evet, sanırım.” Gülümsedim, “Sanırım senin içki teklifini kabul edeceğim. Ayla?” Karım da omuzlarını silkti, gülümseyerek.
“Bu güzel Pazar günü başım ağrıyor çok fena, ben de istiyorum.” dedi.
“Harika.” Burhan bizimle paylaşabileceğinden çok memnun görünüyordu, “Sadece içkinizi hazırlamak için mutfakta biraz yardıma ihtiyacım var. Sakıncası var mı Timur? Benimle gelir misin?”
Bu güzel pası taca atmamaya karar vermeme neden olan içimdeki dürtüden emin değilim, ama yaptım. Başımı kaşıyarak,
“Kahretsin yaa…. Biliyor musunuz, müşterimizin birine bir belge göndermem gerektiğini hatırladım şimdi… Bebeğim, neden Burhan’a yardım etmiyorsun, hemen döneceğim.”
Doğrudan Ayla’ya bakmaktan kaçındım, ama onun ölümcül bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Başka bir şey söylemeden dönüp içeri girdim. Cep telefonumu çabucak buldum ve yazıyormuş gibi davrandım, manzara için pencereye doğru yürüdüm. Beklenti içinde aptal gibi gülümsüyordum.
Pencere aralıktı ve kendimi göstermeden dışarıda verandada olanları görebilecek ve duyabilecektim. Ayla endişeyle sudan çıkarken, güzel kıçını pencereden tam ekran izledim. Karımın iştah açıcı ve büyük memelerini, ıslak ve minik bikini üstü kapatamamış vaziyetteydi. Meme uçlarının ıslak kumaştan parmak gibi kabardığını evin içinden bile görebiliyordum.
Burhan da, havuzdan çıkan karımın üzerine ne giydiğini net bir şekilde görebiliyordu şimdi… Ayla’ya baktığında gözleri genişledi, hayranlıkla bakakaldı, ama sonra kendini çabuk topladı.
“Vayy… Bikinin çok güzelmiş Ayla… “ dediğini duydum.
Ayla kızardı, cevap verirken kekeledi. Hızla şezlongdan aldığı havluyla kendini kuruturken güneş ışığında parlayan harika bedenini izledim.
“Te… Teşekkürler Burhan. Timur ille de bunu giymemi istedi.”
Bahçede Burhan’ın evine, bizim havuza bakan salonun sürme kapısına doğru yürümeye başladılar. Karım önden yürüyor, Burhan onu takip ediyordu, gözleri karımın hareketli kalçalarına dikilmiş vaziyetteydi.
“Eh, kocanı tebrik ederim o zaman… Timur ağzının tadını kesinlikle iyi biliyor.”
Yaptığı biraz ahlaksızca yorumdan sonra sırıttığını gördüm. Garip bir heyecanla baktım. Komşumuzun evinin kapısında kaybolurken, eşimin kıçının ileri geri sektiğini, olduğum yerden baktığımda neredeyse çıplak olduğunu gördüm
Bizim mutfak penceresinden baktığımda komşunun salonunu bir hayli geniş olan sürme kapıdan görebiliyordum. Ayla adamın etrafında dolaşıp duruyordu, Burhan’ın malzemeleri almasına ve votkayı karıştırmasına yardım ediyordu. Adeta bir seks ilahesi gibi görünüyordu.
Artık söylenenleri duyamıyordum, ama Ayla ve Burhan gülmeye başladılar. Gördüğüme inanamıyordum. Yarı çıplak, hatta kasıklarını örtemeyen ve kalçalarının arasında kaybolan minicik bikini altını saymazsak çırılçıplak sayılabilecek olan güzel eşim, komşumuzun mutfağında rahatça dolaşıyordu.
Çıplaklığına pek aldırmıyor gibiydi karım… Ve sarhoşluğumuzu giderecek içkiyi hazırlayan Burhan’ın gözleri karımın üstünden ayrılmıyordu. Bu çok heyecan verici bir manzaraydı ve ne kadar tahrik olduğumun farkına varmak beni şaşırttı.
Çok geçmeden evden çıktılar ve ikisi de bizim havuz başına doğru yürümeye başladılar. Yine karım öndeydi ve elinde cam sürahiyle hemen arkasından gelen Burhan’ın gözü karımın çalkalanıp duran kalçalarından ayrılmıyordu. Telefonumu kanepeye attım ve havuz kenarında onları karşıladım.
“Kusura bakmayın çocuklar, yardım edemediğim için üzgünüm.”
İkisiyle de konuşuyordum, ama özürüm aslında Ayla içindi. Onu yarı çıplak bir vaziyette elin adamıyla yabancı bir eve göndermiştim. Bana öfkeyle baktı ama aniden varla yok arası bikinisinin içinde daha rahat göründüğünü fark ettim. Artık kendini örtbas etmek, çıplaklığını saklamak için pek telaş etmiyor gibiydi…
“Endişelenme Timur.” Burhan, sürahiyi masalarımızdan birine yerleştirirken gülümsedi, “Bana bikinisiyle yardım eden güzel bir kadından şikâyetçi olduğumu asla duyamazsın benden…” dedi.
Ayla derinden kızardı ve kıkırdadı,
“Ah siz erkekler… Sanırım bu düşünceler hepiniz için geçerli… Hepiniz de aynısınız doğrusu…”
Burhan’ın ona iltifat etmesini duymak benim gibi onu da çok mutlu etmişti ama görünüşe göre Ayla’nın bizim hayran bakışlarımızdan havuz suyunun korumasına kaçmak için acelesi var gibiydi. Karımın elini tuttum.
“Burhan, bu güzel bikiniyi giymesi için karımı ikna etmem gerektiğine inanabiliyor musun?”
“Biliyorum. Bikiniyi senin zorunla giydiğini söyledi, ama iyi ki ısrar etmişsin. Bunu yaptığın için çok mutluyum.”
Ayla’nın gözleri bizim konuşmalarımızı duydukça irileşti, yanakları kıpkırmızı oldu ve sanırım konuşmaya ihtiyaç duyarak araya girdi,
“Hey! Ben buradayım beyler! Timur aşkım… Beni utandırıyorsun!”
Burhan kıkırdadı ve yaptığı içk**en bana bir bardak uzatırken karıma yanıt verdi,
“Ayla, canım… Bence vücudun hakkında utanacak hiçbir şeyin yok ve eminim Timur da benimle aynı fikirde…”
Burhan bana bakarak gülümsedi. Derin bir yudum alırken başımı salladım onaylayarak… Sabah arkadaşlarla aldığımız alkol, arka bahçemizdeki ortam üzerinde kaygısız bir etki yaratıyordu. Soda ve limonla yaptığı içki boğazımdan aşağı kaydıktan sonra cevapladım adamı,
“Evet, bence de öyle Burhan… Kusursuz bir güzel benim karım… Lanet olsun, bu senin içecek çok iyi arkadaş…” diye ekledim.
“Teşekkür ederim efendim, yıllardır yapıyorum bunu, akşamdan kalmalara çok iyi gelir.”
Sonra havuza atlamış suyun içinde duran karıma bakarak ona da bir bardak doldurdu ve kenarda diz çökerek içmesi için uzattı. Ayla hızlı bir yudum aldı ve tadı onun da hoşuna gitmişti,
“Vay canına. Gerçekten iyi… Beraber yaptık ama ben bunun tarifini yazayım bir kenara…”
Burhan başını salladı kendinden emin… Havuz kenarında yukarıdan bakıyordu kenara tutunmuş içeceği yudumlayan karıma… Minik bikininin içinde yukardan baktığında harika bir görüntü sunuyor olmalıydı karım…
Burhan kendinden geçmiş gibi karımın dudaklarına ve kim bilir nerelerini görüyorsa, dikkatle bakıyordu ki, başını kaldırınca benim onlara baktığımı fak etti. Gülümseyerek aldırmaz bir tavırla bir yudum aldım onun içkisinden… Burhan da doğrulup kendi kadehini doldurdu.
Üçümüz arka bahçede, karım havuzun içinde, biz erkekler şezlonglara yerleştik ve alkol kaynaklı bir rahatlama havasına girdik. Burhan su kenarında otururken nihayet ben de kalkıp havuzdaki eşime katıldım. Konuşma konularımız işten spora ve eğlenceye değişti. Burhan’ın akşamdan kalmaya karşı içecek bitti, biz tekrar alkol almaya devam ettik. Sonunda üçümüz de bir hayli çakır keyif olmuştuk.
Ayla görünüşe göre üzerindeki açık saçık bikiniyi ikinci cildi gibi benimsemişti. Burhan’ın delici bakışlarına aldırmadan suya girip çıkıyordu. Komşumuzun sarhoşluğu biraz daha artmıştı sanki… Karıma bakışları daha da belirgin hale geldi.
Artık ne benden çekiniyordu, ne de karımdan… Ayla’ya baktıkça gördüğü şeyleri kesinlikle seviyordu adam… Zevkten dört köşe olmuştu.
Ayla havuzdan çıktı, evden bir tepsi peynir ve kraker, atıştırmak için bir şeyler getirdi. Parıldayan cildiyle vücudu bana doğru eğildiğinde doğrudan fütursuzca sergilediği büyük göğüslerine baktım. Dayanamadım ve yüksek sesle bir iltifat dudaklarımdan kaçtı,
“Offf… Harikasın bebeğim. Şu koca memelere bak.”
“Timur! Misafirimiz var!” Ayla yüzüne utanmış bir bakışla gülümseyerek beni azarladı. Burhan’a doğru döndü.
Burhan söylediklerimi duymuş ve karımın nerelerini beğendiğimi o da kendi gözleriyle görmüştü. Karım ona tabağı uzatırken hemen göğüslerine baktı. Hayran hayran, gözlerini karımın memelerinden ayırmadan,
“Timur ile aynı fikirdeyim Ayla… Senin iki zirve şu anda normallerin dışında… Olağanüstü…” dedi. Kelimeler ağzından kaçtıktan sonra kızardı, yaptığı yorumun uygunsuz olabileceğini fark etmişti. “Çok pardon, haddimi aştım galiba…” dedi.
Ayla, yanakları kıpkırmızı, fakat beğenilmekten ve arzu edilmekten hoşnut olduğu o kadar belliydi ki… Burhan’a ve memeleri için yaptığımız iltifatlara biraz yumuşak bir tepki gösterdi,
“Tamam, hepsi bu! Herkes suya…” diyerek kendini havuza attı.
Burhan ve ben de aynı anda bir kahkaha attık. Neşe içinde gülüyorduk. Benim şezlongum havuzun yanı başındaydı ve Ayla elimden tutarak beni suya çekiştirdi. Ben de havuza daldım, gülerek karımı kucakladım, suyun içinde oynaşmaya başladık.
Biraz yorulunca Burhan’ın yanı başında havuz kenarında tutunduk, şezlongda oturmaya devam eden Burhan’la sohbete devam ettik. Bir ara sessizlik oldu. Kimse konuşmuyordu. İki erkek karımı süzüyorduk. Burhan çaktırmadan, bense alenen sikecek gibi bakıyorduk karıma… Ayla aniden Burhan’a zor bir soru sorana kadar hepimiz bir müddet sessizlik içinde durduk.
“Neden bize havuzda katılmıyorsun Burhan, sudan korkuyor musun?” Burhanın ağzının yarısı peynir ve kraker doluydu. Zorla onları yuttuktan sonra,
“Dürüst olmak gerekirse, evde giyebileceğim bir mayo yok Ayla’cım… Aslında bir mayo sahibi olduğumu bile hatırlayamıyorum.”
Usul usul Ayla’nın arkasına yanaştım, belinden tuttum. Birkaç dakika sonra suyun içinde vücutlarımızın teması beni kendimden geçirmişti bile… Onu istiyordum. Taş gibi olmuş sikimi kalçalarının arasından ona dayadım ve kenarda oturan erkeği umursamadım.
Karımın diri güzelliğinden ve içkilerden sarhoş, saçma bir şekilde karımın diğer erkeği etkilemesini ve Burhan’a yeni bir gösteri yapmasını istiyordum. Arkadan kulağına fısıldadım.
“Üstünü çıkarıp atarsan gerçekten hoşuma gider aşkım…” Bana döndü.
“Saçmalama Timur… Burhan tam karşımızda… Kes artık şunu… Yapma…”
Sinirlenmesine rağmen isteğimi duyunca gözlerindeki heyecanı, dudaklarının titreyişini görebiliyordum. O da istiyordu bunu aslında… İki erkeği birden delirtmek hoşuna gidiyordu kahpenin… Kasıklarımı onun kalçalarına iyice bastırdım,
“Hadi bebeğim. Vur onu… Memelerini çıplak görsün… Böylece biraz eğlenelim.” Ayla bana gözlerinde şehvetle baktı ve fısıldadı,
“Güzel… İstediğin gibi olsun, yapayım. Ama sonra pişman olursan bana kızma.”
Kollarımın arasından kaydı, suyun altına çöktükçe, donup baktım. Oh tanrım… Dediğimi yapıyordu karım… Üstünü yavaşça çözdü ve az sonra ince siyah bikinisi suda yüzüyordu.
Sikim manzarayı görünce çatlayacak gibi oldu. Tamam, artık budur derken, onu suda daha da derinlerde oynarken gördüm. Aniden başka bir grup siyah kumaş su yüzeyinde belirdi. Eşim G string kıvamındaki bikini altını da çıkarmıştı!
Bikiniyi suyun yüzeyinde görünce dikleştim ve Ayla alay edercesine bakışlarla bana baktı. Benimle beraber komşumuz da izliyordu bizi, hayretle açılan gözlerle bize bakıyordu. Yeni çıkardığı bikinisini avucunun içinde topladı karım… Kolunu kaldırarak sertçe bir hareketle Burhan’a fırlattı.
“Mayom yok diye kendini üzme Burhan… Senin için bir mayo buldum!” diyerek şuh bir kahkaha attı.
Gözlerime inanamadım! Burhan da öyle… Islak kumaş göğsünde ıslak bir şaklamayla patlamıştı, karımın ani hareketi onu bir anlığına korkuttu. Burhan’ın yüzü karımın şimdi çıplak olduğu bilgisiyle aydınlanıvermişti. Bikiniyi tuttu, şaka yollu şortunun cebine tıktı.
“Hatıra olarak alıyorum!” diye bağırdı. Gözlerini karımdan ayırmadan bir kahkaha patlattı.
Adam zekâ olarak epey hızlıydı, aslında küçük oyunumuzu oynamaya başlamadan önce onu bu kadar küçük görmemeliydim. Cebine tıktığı bikini yüzünden karım havuzdan bir şekilde çırılçıplak bedeniyle çıkmak zorundaydı. Ayla ve ben de güldük, ama şimdi havuz başında ortamı saran bir erotizm havası vardı.
Burhan çabucak boş kadehini tuttu, şakacı bir gülüşle şikayet edercesine elinde salladı. Kadehin içinde yanlara vuran buz parçalarının şıngırtısı duyuldu.
“Gerçekten biri kadehimi yeniden doldurmalı… Ben yapabilirdim, ama şu anda çok rahatım. Hareket etmekten gerçekten nefret ediyorum.”
Ayla bana baktı. Adam havuzdan çıkmasını ve ona içki koymasını istiyordu. Böylece çırılçıplak karımı doya doya görebilecekti. Karımın yanakları kızarmış, gözleri yarı kapanmıştı. İçtiği alkol ve olaylarla uyarılması onun üzerinde bomba etkisi yapıyordu. Bana “Sen istedin” dercesine omzunu silkti.
Yavaşça havuzun merdivenlerinden çıkarken muazzam bir uyarılmayla onu izledim. Büyük göğüsleri şimdi serbestçe sallanıyor, güzel solgun ve uyarılmış meme uçları öğleden sonra güneşinde son derece güzel görünüyordu.
Burhan’ın gözleri ve ağzı bir karış açılmış durumdaydı, o da karımı izliyordu. Ayla havuzdan tamamen çıktığında muhteşem kıçından su damlaları süzülüyordu ve döndüğünde tüysüz kadınlığının bir anını yakalayabildim.
Hayatımda hiç bu kadar uyarılmamıştım. Karımın tutumundaki değişime inanamadım. Sadece haftalar önce hayal edilebilecek en çekingen ve tutucu kadınlardan biriydi. Şimdi ise burada, havuzumuzun etrafında tamamen çıplak dolaşıyordu.
Ben ve komşumuz şehvetli gözlerle karımın vücudunda şölen yaptık. Alkolün kısmen suçlanacağını biliyordum, ama sürekli karımı buna yönlendirmem yüzünden ben de suçluydum aslında…
İki erkek, küçük arka bahçede seksi ve tahrik bombası bir şekilde yürüyen karımı şaşkın şaşkınlıkla izledik. Burhan’la beraber onun evinde hazırladığı karışımın sürahisini masadan aldı ve eğilerek ona geri döndü. Büyük göğüsleri öne eğilerek vücudunun üzerinde gezindi. Sehpadan adamın içki kadehini tuttu, dudaklarına götürüp içkisinden kocaman bir yudum aldı. Görünüşe göre uyarılmayla sarhoştu,
“İşte böyle Burhan…” dedi, cinsel olarak son derece tahrik olmuş görünüyordu. Sonra bir hamlede kendini balıklama havuza atıverdi. Birkaç kulaç attı suda, sırt üstü uzanıp ıslak vücudunun çıplaklığını, iri memelerini, kasıklarının arasındaki dudakları kabarmış amcığını meydana çıkardı.
Burhan kendini tutamadı, ağzı açık kalmıştı.
“Lanet olsun! Şu göğüslerin…!”
Yaşadıklarına inanamayan gözlerle dönüp bana baktı. Sadece gururla gülümsedim. Ayla suyun üzerindeki gösterisini bitirip yavaşça bana geri döndüğünde ona aval aval bakmaya devam etti. Karımla hiç bu kadar gurur duymamıştım, bu yüzden gülümseyerek aç bakışlarla karımı izleyen adama baktım.
“Ne düşündüğünü biliyorum Burhan. Ben şanslı bir adamım.”
Bunu söylerken suyun içinde yanıma gelen karıma sımsıkı sarılmıştım. Ayla beni öfkeli bir tutkuyla öptü. Dudaklarımız birbirini emiyor, dillerimiz birbirini okşuyordu hırsla… Karımın şehvetle dolu olduğunu biliyordum. Boynuma ve kalkmış sikimi kasıklarına gömerek sımsıkı sarılırken, kulağıma fısıldadı,
“Ohh… Bebeğim… Şu anda çok azgınım.”
Aynı anda biraz çekilerek elini aramıza soktu, içgüdüsel olarak sualtında şortuma ulaştı. Benim önü kabarık şortun belinden içeri soktu elini ve sertleşmiş sikimi parmaklarıyla kavradı. Tam bir şok yaşıyordum. Elleriyle suyun altında çekiştirerek şortumu aşağıya indirdi sonra… Ben de onun gibi çırılçıplaktım havuzun içinde… Sikimi narin parmaklarıyla sıvazlamaya, okşamaya devam etti gözlerimin içine bakarak…
Ben de en az karım kadar uyarılmanın ötesine geçmiştim. Aynı zamanda aklım da karmakarışıktı. İçgüdüsel olarak kasıklarımı ona doğru itmeye başladım. Karımın kalçalarını pençelerimle tutup kepçelerken bacaklarını da belimin etrafıma sardım.
Burhan’ın orada olduğu ve bizi izlediği gerçeğine aldırmıyordum bile… Şehvet her yerimi sarmıştı, sikim taş gibi olmuş, zonklamaya başlamıştı. Bizi pür dikkat izleyen bir erkek seyircimizin olduğu bir seks yaşanacağı düşüncesi iliklerime kadar tahrik ediyordu beni…
Karımı havuzun bir duvarına doğru götürdüm. Sırtını duvara dayarken bir elimle alttan kıçını tutup onu destekliyor, bir elimle havuzun kenarına tutunuyordum. Ve hiçbir şeye aldırmadan karımın amcığına daldırıverdim sikimi…
Karımı becerirken çıplak vücudunu sudan dışarıya çıkarmış vaziyetteydim. Büyük zevk girdabına kapılan karım da dikkatsizce inlemeye, zevk feryatları koparmaya başladı.
İkimiz de şehvetimizde kaybolduk. Görünüşe göre kenarda bizi izleyen komşumuzla ilgilenmiyorduk. Bu bir riskti elbette, fakat kendimizi risklerden uzaklaştırmak için hiçbir şey yapmamıştık. Ayla beni şaşırtarak çığlık atıncaya kadar tutkulu seksin zirvelerinde kendimi kaybettim. Durmadan gidip geliyordum karımın amında…
“Ah! Aman Tanrım!”
Sola, havuz kenarına ve daha da özel olarak Burhan’a bakıyordu.
Baktım ben de… Onun baktığı yere bakınca, komşumuzun varlığını hatırladım. Ve onu gördüğümde ilk pişmanlık ve utanç duygularımı hissettim.
Burhan, ben eşimle sevişirken kenardaki şezlonga oturmuş bizi izliyordu. Yine de Ayla’yı şok eden şey yabancı bir erkeğin bizi sikişirken izlemesi değildi.
Karımı şok eden şey, hiç utanıp çekinmeden kendini açığa vurması ve sanki özel banyosundaymış gibi mastürbasyon yapmasıydı. Ancak bunun ötesinde, Burhan’ın büyük bir zevkle asıldığı erkeklik organının endişe verici bir boyutta olmasıydı.
Komşumuzun elindeki penis muazzamdı. Belki yirmibeş otuz santim uzunluğunda ve inanılmaz derecede kalındı. Ayla’yı şehvetle sikmemi izlerken o da koca sikine pompalama yapıyordu. İkimiz de adamın dehşet verici sikinin büyüklüğünü hemen fark ettik ve bu görüntü bizi sersemletti.
Burhan bizim elindeki koca şeye aval aval baktığımızı gördü ve konuşma ihtiyacını hissetti.
“Yaa, pardon… Kusura bakma Timur… Karın beni de, benim ufaklığı da gerçekten delirtiyor ve adamakıllı düşünemiyorum. Bu ufaklığı dışarı çıkarmamalıydım. Ne olur kusura bakma… Toparlamaya çalışacağım.” Büyülenmiş sikini şortuna geri koymaya çalışırken kızardı, ama tam bu sırada Ayla araya girdi,
“Yapma Burhan! Ben… İnan bana… Hiç umurumda değil… Yaptığın şeye devam et bence…” Konuştuğu sırada yüzü biraz daha kızardı, fakat komşumuzun elindeki koca aletle göz temasını da hiç kesmemişti.
Komşumuzun canavarına bakarken çileden çıkmış durumdaydık. Karım etrafında döndü, başını çevirip gözleri ihtirastan kısılmış bir şekilde bana baktı.
“Sik beni bebeğim.” diye fısıldadı. İri ve çıplak göğüsleri havuzun kenarında duruyordu, şimdi kollarını uzatmış, pürüzsüz fayans yüzeyinde tutunarak dinleniyordu. Benim sikmemi bekliyordu komşumuza aldırmadan… Ya da onun varlığıyla daha da azmış vaziyette…
“Ohh… Hadi durma… Sik beni…”
Bu kadın kimdi? Ve neden ona her seferinde hayran kalıyordum? Benim tutucu, muhafazakar görünümlü, hanım hanımcık öğretmen karım yabancı bir erkeğin yanında çırılçıplak, sikmem için yalvarıyordu bana…
Yine saldırmaya başladım. Onu arkadan kuvvetli ve hızlı bir şekilde aldım, o da itici gücüme kalçalarını geriye iterek cevap veriyordu. Hemen yanımızda duran Burhan’a bakıyordu ben onu sikerken… Ve karımın Burhan’a baktığını fark etmem sadece içimdeki tutkuyu daha fazla ateşlemeye yaradı.
Ayla yüksek sesle inliyordu. Tüm mahallenin onu duyacağından endişelenmeye başladım. Buna rağmen, suyun altında vajinasının diplerine kadar ulaştım ve kalçalarını sıkıca tutup karımı da patlatmaya çalıştım.
Burhan bizi izleyerek sikini sıvazlıyordu hala… Sarhoştu, tahrik olmuştu, masturbasyon yapıyordu komşumuz… Bize bakarak…
“Ohhh… Ayla… Senin kadar seksi kadın görmedim hayatımda… Beni bir kaya gibi sertleştirdin.”
Karımı pompalamaya devam ederken bir kez daha gözümü adama çevirdim ve kocaman sikini tekrar yakından gördüm. Zararsız yaşlı komşumuz dediğimiz adamın böyle bir canavarı şortunun içinde nasıl paketlediğine inanamadım.
Onunla konuşurken karımın orgazmın eşiğinde olduğunu titremelerinden hissettim. Bugüne kadar bundan daha fazla heyecanlanamayacağını düşünürdüm karımın… Oysa deliye dönmüş gibiydi. Şehvetli inlemelerinin arasında boğuk bir sesle adama
“Elindeki çok büyük bir yarak Burhan!” dediğini duydum. Kulaklarıma inanamadım.
Karımın daha önce “Yarak” kelimesini kullandığını hiç duymamış olmamın ötesinde, Ayla bu kelimeyi başka bir adamın sikinin büyüklüğüne iltifat etmek için kullanmıştı. Ben zaten kırılma noktasını aşmıştım.
Ben boşalmaya başlarken karımın vajinası sikimi sımsıkı sardı, o da kasılmaya başlamıştı. Büyük bir patlama yaşıyorduk, hiç yaşamadığımız bir patlama… Karım sonlara yüksek sesle inledi ve hemen ardından Burhan’ın sesini duyduk.
“Ahhh… Siktir evet… Tam sana göre yarağım Ayla… Timur… Karına uygun bir yarak var elimde…”
Sözleri kenetlenmiş çenesi yüzünden dişlerinin arasından tıslayarak çıkıyordu. İkimiz de onun patlamasını izliyorduk. Yarağının ucundan fışkıran spermleri önce havaya, sonra havuzun kenarındaki fayanslara, havuzun suyuna boşalıyordu. Orgazmını izlemek bir harikaydı komşumuzun… Zevkle sikini sıvazlarken boğuk boğuk inliyordu.
Sonunda hepimiz durulduk. Sessizlik birden havuz başını kapladı. Her şey koca bir saçmalıktan ibaretti. Sonunda Ayla ve sonra Burhan tarafından taklit edilen bir kahkaha attım.
“Tamam komşu… Sanırım vakit geç oldu. Biz eve gidiyoruz.” dedim, yorgun bir sesle…
Burhan kendine gelip kalın yarrağını şortuna gizleyerek konuştu.
“Vay anasını çocuklar… Az önce ne oldu?” Ayla güldü ve ben
“Hiçbir fikrim yok.” diye cevapladım. Burhan da ayağa kalktı, utanmış gibiydi, yüzümüze bakamıyordu sanki… Eliyle sehpanın üzerinde ve havuz kenarındaki eşyaları işaret ederek,
“Bu şeyleri sabah alayım ben…” Alkol karışımını getirdiği sürahi ve bardaklarını söylüyordu. Evine gitmek için döndü ve “Dünya standartlarında misafirperverlik için teşekkürler.” Bir sırıtma vardı yüzünde bunu söylerken ve ilerledi, köşede kayboldu.
Eşim bana gözlerinde bir duygu kokteyli ile baktı. Bakıştık. Hiçbir şey konuşmadık. Yapabileceğim tek şey onu öpmekti, sevgi ve tutkuyla…
Sebep ne olursa olsun, Ayla ve ben birkaç gün boyunca olaydan bahsetmedik. Birbirimizle normalden daha sessiz kaldık. İkimizin de bu deneyimi içimize sindirmek için biraz zamana ihtiyacımız vardı. Havuzda seks bizim için yeni bir olay değildi aslında şimdiye kadar… Ama soru beynimi tırmalayıp duruyordu. Neden yaptık bunu?
Ayla nihayet bir akşam yemekte konuyu açtı.
“Geçen gün yaşadıklarımız hakkında konuşmak ister misin aşkım?” diye sordu yumuşakça.
“Konuşacak ne var? Birkaç içki içtik ve inanılmaz derecede güzel, seksi bir kadın iki erkeğin aptalca davranmasına neden oldu.” Durakladım, “Bu dünyanın kendisi kadar eski bir hikaye aslında…”
“Timur, pek öyle değil… Biz ikimiz evliyiz ve evli insanlar bu şekilde davranmıyor.”
“Saçma Ayla. Tonlarca evli çift böyle şeyler yapıyor. Olanlarla ilgili yanlış bir şey yok.” Sesimin tonu istediğimden daha sertti ve bir sonraki sorumu sordum karıma,
“Neden böyle söylüyorsun? Yoksa pişman mısın?” Tabağındaki bezelye ile oynuyordu dalgın dalgın,
“Hayır, ben- bilmiyorum.”
Onun güvenini sağlamak, yaptıklarımızın o kadar da kötü bir şey olmadığını anlamasını sağlamak zorundaydım,
“Biliyor musun karıcığım? Seni hiçbir zaman bu kadar cinsel açıdan özgür, bu kadar çok heyecanlı görmedim. Sanki tamamen farklı bir kadın gibiydin.” Bu söylediklerim karımın yanaklarının kızarmasına neden oldu,
“Şeyy… Sanırım eğlendim.” dedi kıkırdayarak. Ona gülümsedim,
“Burhan’ınki kadar eğlenceli değil.” Sözlerim yanaklarındaki kızarıklığın artmasına neden oldu ve
“Evet, ne büyük bir sapıklık yaptık, değil mi?” diye güldü.
“Belki, ama onun bizi izlemekten hoşlandığını söyleyebilirim.” O günü hatırladıkça sanki sinirlenmiş gibiydi. Dudakları titriyordu. Bu duygu alabileceğim en iyi cevabı verdirdi karıma,
“Şeyy… Sikinin o kadar büyük olmasına şaşırdım. Ne kadar kocaman bir yarağı var adamın…” diye cevap verdi. Cümle ağzından kaçtığında, yine kızardı. Çabucak bir özür oluşturmaya çalıştı, “Ben, özür dilerim… Ben…”
Eh, neticede ben bir aptal değildim, karımın komşumuzun olağanüstü sikine ilgi duyduğunu biliyordum.
“Bebeğim, lütfen… Biliyorum. Azgın yaşlı keçinin at gibi yarrağı olduğunu kim düşünebilirdi ki…”
Karım yine kızardı ve konuşmadan, kendi alemlerimize dalarak yavaş yavaş yemeğimizi bitirdik. Arada onun yüzüne bakıyor, aklından neler geçirdiğini tahmin etmeye çalışıyordum.
O akşam daha sonra karımla yatakta sevişirken, gerçeği kabul etmeden kaçmasına izin vermedim Burhan’ın erkeklik organının boyutunu tekrar büyüttüm. Karımın amında gidip gelirken aynı anda komşumuzun erkekliğini tartıştığını duymak beni büyüledi adeta, deli gibi tahrik oldum.
“Onun yarrağını görme konusunda kendini üzme bebeğim… Onun da seni sevdiğini söyleyebilirim. O da seni sikmek istiyordu o anda…”
Karımı domaltmış, arkadan vurdurarak sikiyordum bunu söylerken… Dişlerini gıcırdattı,
“Ne…? Hayır… Ohhh… Ben…” Yaptığım yorumdan şaşırmış gibiydi karım… Kıçını tokatladım.
“Yalan söyleme… O koca yarağa nasıl baktığını gördüm senin, pis orospu…”
“Hayır… Ben… Ben hiç… Ohh…! Aşkımm… Hiç o kadar büyük bir yarak görmedim aşkım…” Eğildim ve onu sırtını öptüm, hala pompalıyordum bunu yaparken,
“Görmediğini biliyorum aşkım… Ve sen de sevdin o koca yarağı…”
Bu kez yüksek sesle inledi. Deli gibi tahrik oluyorduk bunu konuştukça… Belini pençelerimle tutup makine gibi sikmeye, kasıklarımı vurdurmaya devam ederken,
“Söyle orospu… Söyle… Sadece itiraf et! O koca yarağa bayıldın sen…”
“Ohh!” diye inledi. Dişlerini gıcırdattı, “Güzel! Evet… Sevdim… Çok güzeldi… Ahhh…”
“Şimdi o sikse seni… O koca yarağını senin sulu amcığına gömse… Ohhh…”
“Ahhh… Gömsün… Siksin beni… O koca yarağını soksun amıma… Ohh… Bebeğim… Geliyorum…”
İkimiz de karşılıklı bir orgazm patlaması yaşadık.
Birkaç gün daha geçti ve o Pazar günü öğleden sonra yaşadığımız olaydan beri Burhan’ı görmediğimizi fark ettim. Sonunda, işe giderken ön bahçede karşılaştık.
İlk başta biraz garipti. Konuşurken başını kaşıyordu, tedirgin bir şekilde,
“Ya, kusura bakma Timur. Geçen gün sizin havuzun kenarında pek uygun davranmadım.” Kolunu tutarak adamı yatıştırmaya çalıştım.
“Bizimle aynı davrandın Burhan, endişelenecek bir şey yok. Üçümüz birkaç içki içtik sadece…” Durakladım, bir sonraki birkaç içkiye zemin hazırlamaya karar verdim,
“Ayrıca, sen Ayla’nın yıllardır ilk kez bu kadar gevşemesini sağladın. Senin sayende, nihayet güzel, doyurucu bir seks yaptığımıza sevindim.”
Bu kez biraz daha rahatlamış görünüyordu,
“O eşin… Ya, sana söylememe gerek yok aslında, sen daha iyi biliyorsun ya… O başka bir şey… Her Pazar böyle heyecan verici ve eğlenceli şeyler yaşansaydı mutlu bir adam olarak ölürdüm.”
“Sen ve ben… Dostum, ikimizin de ölmemize gerek yok…” diyerek güldüm. Arabanın kapısını açtım, “Bir dahaki sefere havuz gününü yine birlikte geçirelim komşum… Hepimize iyi geliyor bu…” Bunu söylerken kendimi alabildiğine rahatlamış ve özgür hissediyordum.
“Çok minnettarım.” dedi Burhan sırıtarak… Ofise giderken, Burhan’ın pek beğendiği eğlenceli ve heyecan verici şeylerin neler olduğu konusunda derin derin düşünüyordum.
Ertesi sabah uyandıktan sonra biraz da Burhan’ı tekrar görebilmek için yatak odası perdelerini sonuna kadar açtım. Bingo… Oradaydı, yatak odasında dolaşıyordu, gömleksiz ve sadece bir şortla… Gövdesi kalın, kaslı ve biraz kıllıydı. Benim baktığımı fark etti ve bana el sallayarak verdiğim selama gülümseyerek el sallayarak karşılık verdi. Aptalca bir heyecan dalgası kapladı içimi…
Ayla duştan çıkıyordu bizim banyoya yöneldiğimde… Islak, güzel ve seksi vücudu anında beni heyecanlandırmaya başladı,
“Hayranınız orada hanımefendi, sizi bekliyor.” dedim.
Çok erkendi ve ne demek istediğimi hemen anlamadı, “Ne?” diye cevapladı beni, esniyordu.
“Burhan seni bekliyor.” dedim gülümseyerek. Kızardı,
“Ne demek istiyorsun?”
“Perdeleri açtım ve komşumuza el salladım, yarı çıplak odasındaydı.”
“Sapık…” Sırıtıyordu bunu söylerken, ama aynı şekilde, üzerine hiçbir şey almadan çırılçıplak çıktı.
Yüzü kızardı, cesaret vermesi için alkol almamıştı, ama içinde kaynadığını bildiğim şehvet duygusu aynı şekilde etki yapıyordu karımın üzerinde… Pencereye doğru yürürken çıplak ve diri kalçalarının dalgalandığını gördüm, kocaman göğüsleri de kalçaları gibi bıngıl bıngıl oynuyordu. Geniş bir gülümsemeyle,
“Tamam, bu kadar yeterli canım… Senin düşündüğün gibi bir fantazi için çok erken…” dedi ve perdeyi kapatmak için harekete geçti. Tam çırılçıplak bedeniyle iki kolunu havaya kaldırıp perdeleri kaydırmak üzereyken, durdu,
“Ohhh…” Tek duyduğum buydu. Yumuşak bir şekilde, cinsel bir tonla söylemişti.
Dişlerimi fırçalarken, aralık duran banyo kapısından Ayla’yı izliyordum. Pencereyi göremiyordum durduğum yerden, ya da Burhan’ı… Yavaşça yatağın kenarına oturdu karım… Yatak odasının duvar boyu uzanan geniş Fransız penceresinden karşıya bakıyordu, komşumuzun evine…
“Şey, Timur…” dedi.
“Efendim canım…” Heyecanla söyleyeceği şeyi bekledim.
“Komşumuz senin karına bakarak o büyük et parçasını ısıtıyor.” Saçma bir şekilde kıkırdadı. İsterik gülüşünü duyduğumda fırçamı neredeyse düşürecektim elimden ve diş macunu dolu bir ağızla cevap verdim,
“Şaka yapıyorsun.”
“Hayır… Ben kesinlikle şaka yapmıyorum. Komşumuz çıplak ve bana bakarak, benim için o büyük yarağını sıvazlıyor.” Bunu söyledikten sonra durdu, dudağını ısırdı. Bir elini apış arasına götürmüş, okşamaya başlamıştı karım…
“Off… Timur… Bu şey… Çok büyük aşkım…” Son sözler bir heyecanla ağzından kaçmıştı. Ben ilk kez amcığını bu denli istekle okşarken gördüğüm, içgüdüsel olarak bacakları yayılmış olarak oturan karıma baktım.
Masturbasyon yapan koca yaraklı komşumuzla karşılıklı bakışarak amını okşuyordu karım… İnanılmaz derecede heyecanlandım. Yarı çıplak gördüğümden beri başını kaldıran sikim bir anda taş kesildi. Karıma o an sahip olmalıydım.
“Pekala, Ayla, o kahrolası perdeleri kapat canım!” diyerek aynı anda pantolonumu çıkarmaya başladım. Başını zorlukla karşı komşudan çevirip benden tarafa baktı,
“Aaa, benim için mi kalktı sikin?” Gülerek söylemişti, ama beni ölçünün ötesinde heyecanlandırdı. Emrimi tekrarladım karıma,
“Kapat onları! Perdeleri kapat…”
Gülümsedi, ayağa kalktı. Burhan’a el salladığını gördüm, sanki işe geç kaldığını göstermek için bileğini işaret ediyordu.
Perdeleri kapatır kapatmaz ona saldırdım.
Biz o sabah defalarca seviştik, üç kez boşaldık ve ikimiz de işe gitmedik.
İnanılmaz derecede yaramaz ve inanılmaz derecede erotik bir değişimdi hayatımızda… Yine de karı koca arasında yaşanan bir cinsel fanteziydi yaşadıklarımız… Evliliğimiz ve cinsel yaşantımız önemli ölçüde değişene kadar birkaç hafta fazla gelişme olmadan geçti.
Ayla ve ben birkaç bardak kırmızı şarap eşliğinde güzel bir akşam yemeği yemeyi bitirmiştik. Telefonum çaldığında koltuğumuza uzanıyorduk, Burhan’dı arayan… Tuhaf buldum, çünkü beni tanıştığımızdan beri sadece birkaç kez aramıştı.
“Komşu.” Bir yudum şarap aldım diye cevapladım.
“Timur.” Şakacı bir sesle cevap verdi.
“Sana nasıl yardım edebilirim?” dedim. Yüzeyde sesi sakindi, ama sözlerinde gizli bir sinirlilik tonu vardı,
“Ya dostum, etli yemek yaptığım güveci fırında unuttum ve kömür gibi yandı da… Yarın bir arkadaşım için parti veriyorum. Bana yardım etmesi için Ayla’yı bir süre ödünç alabilir miyim senden? ”
Aniden dikkatimi çekmişti söyledikleri, dizlerim heyecanla titreyince yanımdaki koltuğa çöktüm. Karımın bu isteğe nasıl tepki vereceğinden emin değildim. İşler tamamen kontrolden çıkmaya başlamıştı. “Ayağa kalk Timur ve karınla konuş.” diye telkin ettim kendime… Yavaşça kalkıp diğer odaya doğru yürüdüm,
“Ben… Evet komşum. Neden olmasın? Ama o ne diyecek bakalım, sormama izin ver.” Durakladım, devam ettim, kelimelerimi dikkatle seçerek devam ettim, “Sadece yemekle ilgili mi yardıma ihtiyacın var?” Benimle açıkça konuşmalıydı bu herif, karımı ne için istediğini söylemeliydi…
“Elbette, yemek için… Ah, bir de… Bende duruyor da hala, bikinisini geri vermek isterim.”
Karımın seksi bikinisinin onda olduğunu bile unutmuştum.
“Ah. Elbette… Ama onu hatırlayınca biraz utanacak. Sanırım o da unuttu sende olduğunu…” Garip bir şekilde güldüm.
“Güzel! Biraz utanmayı hak ediyor. Bikiniyi fırlatırken benim gibi yaşlı bir adamla alay etti çünkü…” o güldü. Cevap olarak ne dediğimi, neden söylediğimi bilmiyorum, ama dedim ki,
“Evet komşum, bu genç karımın şımarıklığı… Bence ona bir ders vermelisin.”
Biraz şakacı bir tavırla söylemiştim, ama kelimeler ölü gibi havada asılı kaldı. Gergin, iki cambazın bir ipte oynaması gibi bir garip konuşmaydı aramızdaki… Burhan cevapladı, görünüşe göre bir şeye işaret ediyor,
“Timur, olayın ne olduğunu biliyorsun. Bu harika bir fikir. O güzel eşine hem ders, hem kendi ilacının tadını vereceğim.”
Yüzüm kızardı ve garip, şaşkın bir heyecanla doluydum, ama cevapladım,
“Tamam komşum… Nasıl istersen… Onu sana tekrar göndereceğim.”
“İyi adamsın.”
Görüşme bitmiş, ben elimdeki telefona bakıp duruyordum. Heyecan içindeydim. Yavaşça oturma odasına geri döndüm sonra, uyarılma ifadesini yüzümden atmaya çalıştım. Ayla beni bekliyordu.
“Kimdi o aşkım?”
“Burhan aradı, bir yemek için mutfakta senin yardımına ihtiyacı varmış.”
Yüzü neredeyse anında kızardı. Eminim, o da, bir bu çağrının neden olduğundan şüpheleniyordu.
“Ne…? Şimdi, şu anda?” Başını salladım,
“Evet. Yarın düzenlenecek bir parti için sana ihtiyacı var,” dedim. İstek tamamen normalmiş gibi havalı davranmaya çalıştım.
Aniden o zaten göğüsleri etrafında sarmasını pek sevdiği minik geceliğini giydiğini, yatak için giyinmiş olduğunu fark ettim. Tam olarak erotik iç çamaşırı sayılmazdı. Ama ancak kendi evinizde giyebilirdiniz, başka bir yerde giyecek bir şey değildi. Yüzündeki bakış heyecan ve karışıklıktı.
“Ben… Komşumuza yemek yapmasına yardım edebilirim. Yukarı çıkıp üstümü çabucak değiştireyim bari…”
“Hayır canım, gerek yok değişmene… Sadece birkaç dakikalığına gideceksin zaten…” dedim. Dik bakışlarla karıma baktım. Ayağa kalktı, yüzü kızarmıştı yine karımın…
“Burhan’ı pek tanımıyorum. Bu gecelik yanına gitmek için pek uygun sayılmaz…” kıyafetini gösteriyordu bana… Şeffaf gecelik kumaşından minicik külodunu görebiliyordum. Sütyen yoktu içinde… Gülümseyerek,
“Gerçekten uygun değil mi? Biz buraya taşındığımızdan beri Burhan’ın yanında giydiğin en kapalı kıyafet bu aşkım…” Şaka yollu söyledim ama söylediklerim neredeyse gerçekti. Havuz başında önce minicik bikiniyle görmüştü karımı, sonra çırılçıplak suyun içinde sevişmemizi izlemişti. Ve yatak odasında çırılçıplak karıma bakarak masturbasyon yapmıştı.
“Tamam bebeğim. Eğer öyle diyorsan.” Gülümsüyordu karım… Yavaşça arkaya doğru yürüdü ve kapıyı yavaş hareketlerle açtı, bana dışarı çıkarken son bir bakış attı. Yüzünde yaramaz, şeytanca bir sırıtma vardı.
“Bir yemek için komşumuza yardıma gideceğim.” Neredeyse böyle olmadığını biliyormuş gibi söyledi bunu… “Sadece bir yemek…”
Çıktı sonra… Bu kadını seviyordum. Komşumuzun bahçesine doğru yürürken, onu bekleyen yabancı erkeğin evine yaklaşırken ağır çekimde karımı izledim. İncecik şeffaf geceliği bütün güzelliğini meydana çıkarmıştı karımın, çalkalanan kalçalarını sarıyordu.
Burhan sanki hazır bekliyormuş gibi karım adımını attığında kapıyı açıverdi. Burhan’ı gördüğümde kalbim hopladı. İri yarı gövdesiyle, gömleksiz ve yarı çıplak arka kapıyı açtı karıma… Bir şorttan başka bir şey giymiyordu komşumuz, öyle görünüyordu.
Birbirlerine gülümsediler. Ayla kızardı. Hiç konuşmadılar ve adam kolunu karımın belinin etrafına koyup içeriye soktu. Aniden, gözümün önünden kayboluverdi karım…
Mutfağını görmek için uğraştım, ama panjurlar kapandı. İçeriden gelen ışık, pencerenin kenarlarından zar zor sızıyordu. Kalbim aniden daha hızlı atmaya başladı, ama kendimi kanepede oturmaya ve beklemeye zorladım.
On dakika geçti, sonra yirmi… Elimde televizyonun kumandası görmeden zap yapıyordum. Tüm televizyon kanalları zihnimdeki bulutları dağıtamadı bir türlü… Bir korku kapladı içimi, soğuk soğuk terlemeye başladım.
Komşumun yatak odasına, karanlığa, perdelerine bakabilmek, karımı görebilmek için yukarı koştum. Komşunun yatak odası karanlıktı. Sanırım aslında mutfaktaydı benimkiler… Birkaç dakika daha geçti ve oturma odasında masanın etrafında volta atmaya başladım.
Yaklaşık bir saate yakın zaman geçtikten sonra aklıma iyi bir fikir geldi. Arka kapıdan çıktım, yavaşça bahçede yürüdüm. Komşunun mutfağına bir göz atmaya çalıştım. Işık yanıyordu ve ocakta bir kaç tencere vardı, ama Burhan ya da eşimden hiçbir iz yoktu.
Sonunda yan tarafa geçip bahçede sürünmeye karar verdim. En sonunda oturma odası penceresine vardım. Perdenin köşesinde tesadüfi bir boşluk vardı. Ya da ben öyle düşündüm.
Gördüğüm şey beni iliklerime kadar sarstı, ama aynı zamanda korkunç bir uyarılma hissi yarattı.
Burhan ve Ayla komşunun geniş koltuğunda oturuyorlardı. Fark ettiğim ilk şey, eşimin geceliğinin beline kadar aşağıya indiği ve onu güzel büyük göğüslerini meydanda bıraktığıydı. Burhan’ın muazzam elleri karımın iri göğüslerini pençeliyor, onlara masaj yapıyor, meme uçlarını sıkıyordu.
Kafasını zevkle arkaya atmış ve kendini o koca ellere bırakmış olan karımın hafif inlemelerini camın arkasından duyabiliyordum. Sonra büyük bir dehşetle Burhan’ın şortunun ayak bileklerinin etrafında olduğunu fark ettim.
Kocaman, kalın ve büyük yarağı açıkta duruyor ve yukarı doğru yükseliyordu. Tarifi imkansız derecede büyüktü aleti… Ayla’nın narin elinin o koca yarağın etrafına sarıldığını görünce neredeyse çöküyordum.
Karım elindeki aleti büyük bir zevkle, huşu içinde sıvazladı. Parmakları komşumuzun etkileyici direğine yavaşça yukarı ve aşağı masaj yaptı. Adamın ağır görünen taşakları karımın narin elinin hareketleriyle yukarı ve aşağı hareket ediyordu. Küçük, ince parmaklarının yarağın kalın çevresini tamamen kuşatmasının hiçbir yolu yoktu.
Manzara karşısında ağzım dilim kurudu, gözlerim genişledi, dizlerim titredi. Daha ben ne yapacağımı düşünemeden, bir tepki vermeden önce Burhan bir anda patladı. Onun inanılmaz, koç yumurtası kadar büyük toplarının nabız gibi hareket ederek yukarıya çekildiğine tanık oldum.
Kalın tohum şelalesi o koca yarağın ucundaki delikten adeta fışkırarak boşalmaya başladı. Beyaz köpüklü spermler, olayı Burhan için tatmin edici bir orgazmla taçlandırmak için pompalamaya çalışan Ayla’nın elini kapladı.
Burhan, karımın dokunuşundan gelen inilti, zevkle kendinden geçmiş vaziyette, başını geriye yasladı. Duvarın arkasına eğildim, dinledim, sersemlemiştim. Karımın şaşkın sesini duydum,
“Vay canına Burhan, çok fazla boşaldın. Nerde biriktirdin bu kadar spermi?”
“Teşekkür ederim sevgilim. Bunlar benim büyük taşaklarımın imalatı…” Durdu, gülerek devam etti. “Tanrım, bu harikaydı. Böyle bir şey yapmamızı ne kadar çok istediğimi bilemezsin.”
Ayla’nın sesi gergindi, kafası karışıktı, erkeğin boşalmasına arağmen kule gibi dimdik duran sikinden gözünü ayıramıyordu.
“Sadece yaptığımıza inanamıyorum! Timur beni öldürecek!”
Burhan’ın sesi karıma beklediği güven duygusunu vermiş gibiydi. Geceliğini tekrar yukarıya çekip çıplaklığını örttüğünü görmeyi bekleyerek içeriye baktım.
Hayır, geceliğini çıkarıp atan Ayla’yı kucağına oturtmuştu Burhan, dudaklarını kemirircesine öpüyordu. Karım da büyük bir şehvetle ona karşılık veriyordu. Karım adamın kucağında yükselerek alttan o odun parçası gibi yükselen erkekliğin üstüne oturmaya çalıştı. Dudaklarını ısırarak hedefi bulduğunda oturmaya başladı. İnlemelerini duyabiliyordum.
“Ohhh… Burhan… Canım yanıyor. Çok büyüksün… Çokk… Aahhh…” Burhan cevap bile vermedi karıma… Homurdanarak karımın koca memelerine yumulmuş, dudaklarıyla uçlarını ısıra ısıra emiyor, dilini dolaşırıyordu.
O koca kule az sonra karımın bacaklarının arasında kaybolmuş, amcığına gömülmüştü. Oturup kalkmaya başladı karım… Çok sürmeden feryat figan boşalmaya başladı. Burhan’ın kalın sikine geçirilmiş bir işkence mağduru gibi dakikalar boyu titreyerek, sarsılarak orgazm oldu.
Sonunda duruldu, yavaşça erkeğin kucağından kalktı. Amcığı sırılsıklam, dudakları genişlemiş vaziyetteydi. Gözleri yarı kapalı, eliyle amını okşayarak yatışırmaya çalıştı bir müddet… Sonra eğilip yerden geceliğini aldı, üstüne geçirdi. Burhan oturduğu koltuktan kalkmadan seksi karımı izliyordu sikini sıvazlayarak…
“Timur’dan korkma canım… Kocan senin yaramaz bir kız olmandan hoşlanıyor, Ayla. Yaptığımız şeyi sevecek.” Karım sinirli bir şekilde görüş alanımdan çıktı ve kapıya doğru giderken,
“Umarım sen haklısındır…” dediğini duydum.
Evimize geri döndüm, neredeyse oturma odamızdaki kanepeye daldım. Umutsuzca kendime çeki düzen vermeye, olan bitenlerden pek sarsılmamış gibi görünmeye çalıştım. Hemen ardından sürgülü kapının yavaşça açıldığını duydum ve darmadağınık eşimin odaya girdiğini gördüm.
Saçları dağınıktı ve nefes alışverişleri hızlıydı. Geceliği kırış kırış bir haldeydi ve yüzünde beni görünce dehşete kapılmış bir ifade belirdi. Ayağa kalkıp yanına gittim. Karıma hiç bu kadar ilgi duymamıştım. Hiçbir şey söylemeden durdum. Onu kolundan tutup kanepeye attım,
“Timur… Aşkım… Dur, bekle bak…”
“Kapa çeneni.” dedim sert bir sesle… Geceliğinin eteğini kaldırmamla sırılsıklam ıslak kadınlığı açığa çıktı. Karımı ters çevirdim ve arkadan inanılmaz bir telaşla sertleşmiş sikimi bir hamlede amcığına gömdüm. Onu hiç bu kadar sırılsıklam hissetmemiştim. Gerçekten az önce kocaman komşu yarağını içine almış olan vajinası biraz genişlemiş ve acaip ıslaktı.
“Allah kahretsin Ayla. Bir sürtük gibi, bir orospu gibi davrandığında seni çok seviyorum aşkım…” Kıçını daha önce hiç olmadığı kadar tokatladım. Yüksek sesle inledi,
“Ah Tanrım Timur! Ah hayır! Ben kötüydüm, çok üzgünüm!”
“Onun büyük yarağıyla oynamak ister misin, seni kirli küçük orospu? Söyle bana… Burhan’ın yarağını yemek ister misin tekrar?”
Kalçalarını yakaladım ve öfkeyle sikimi amına vurdurarak gidip gelmeye başladım.
“Ohhh! Hayır! Nasıl?” Ayla onu alırken yüzünü yastıklara gömdü. O, neler yaptığını bilmemden duyguları karma karışık, zevk ve utanç birbirine geçmiş vaziyette olayın üstesinden geldi. Hatırlayabildiğim kadarıyla onu hiç bu kadar azgın görmemiştim.
Karım benim sert hareketlerimle tekrar yükselmeye başladı. Zevk kasılmalarını sikimi saran vajinasındaki zevk kasılmalarını hissedebiliyordum. Çok güçlü bir şekilde, neredeyse bağırarak başını kanepenin üstündeki yastıklara gömerek sarsıla sarsıla boşaldı.
Karımın orgazmını görmek benim kendi patlamama neden oldu ve ben de tohumumu onun içine olduğu gibi boşalttım, sırtına çöküp kaldım.
Yavaşça birbirimizden ayrıldık, nefes nefese, kan hücumuyla kırmızılaşmış yüzlerimizle…
Nefesi düzene girer girmez ona baktım,
“Bana ne olduğunu anlat. Bana her şeyi anlat.” Oturdu, toplandı. Gergin ve garipti, hala ağır nefes alıyordu.
“Ben … İçeri girdim ve çoğunlukla onun mutfağındaydık.” Konuşurken kekeliyordu, “O… O, mutfakta bana çok fazla yakınlaşıyordu ve onu hissedebiliyordum. Heyecanlıydı. Etrafımda dolaşması, benimle ilgilenmesi, geceliğimin açıklığı…” Utanarak yüzünü elleriyle kapadı. Ellerini tutup çektim,
“Sorun değil bebeğim, duymak istiyorum. Söyle.”
“Fırının önündeyken arkamdan geldi ve göğüslerimle oynamaya başladı… Bu… Bir ateş kapladı içimi… Utanarak durmasını söyledim.” İnanamadım.
“O ne dedi? Bir şey söyledi mi?”
“O… Aah, sadece göğüslerimi çok beğendiğini, sevdiğini ve onları yeterince okşayamadığını söyledi…” durakladı, o anı tekrar yaşıyordu sanki… Heyecan kaplamıştı o anı anlatırken…
“Yemekleri bitirdikten sonra kapağı kapattım ve birkaç dakika fırınla oyalandım. Döndüm ama ayrılmadan önce beni kucaklayıp oturma odasına çekti ve kanepeye oturttu.”
Derin bir şekilde kızardı, anlatırken koltuğunda titriyordu,
“O… Göğüslerimle oynamaya devam etti. Kocaman elleri vardı Timur, parmaklarıyla memelerimi mıncıklayıp durdu. Orada öylece oturdum, karşı çıkamadım, donup kaldım.”
“Sonra..? Devam et aşkım… Sonra ne yaptı? Sen zevk almadın mı o memelerini okşarken?”
“Yani… Uçlarını parmaklarıyla ezip duruyordu. Zevk almamak, heyecan duymamak mümkün değil ki aşkım… Sonra… Bir saniye durdu ve bir anda şortunu aşağıya indirdi. O koca yarak dışarı fırladı.”
Açıklanmayacak şekilde tekrar sertleşmeye başladım. Karımın her cümlesine, her kelimesine asılı kaldım. Beynimde yankılanıyordu anlattıkları… Karımla komşumuz arasında yaşanan porno sahneleri sanki ben oradaymışım gibi gözümün önünde canlanıyordu…
Kızarması arttı, gözlerini benimkinden kaçırdı,
“Bana hoşuma gitti mi diye sordu.” Boğazım aniden kurudu, heyecan içinde üsteledim,
“Devam et. Ne dedin?”
“… Ben… Ona sikinin bu kadar büyük olmasını sevdiğimi söyledim.” Durakladı ve derin bir nefes aldı. “Elimi tuttu ve yavaşça sikine indirdi. Büyülenmiş gibiydim. Bana ne oldu bilmiyorum ama ben sadece… Bilmiyorum!”
“Tamam bebeğim… Peki, başka ne oldu?” Dudağını ısırdı,
“Bana büyük yarağıyla oynamamı ve onu boşaltmamı söyledi…” Durakladı ve devam etti, “Ben de öyle yaptım. Onu boşalttım”
“Ohh…” Ben cevap veremedim, nefessiz, soluksuz kalmıştım.
“Ah bebeğim ne yapıyoruz !? Bu çılgınca!” Çığlık attı adeta, yüzünü şaşkınlıkla ellerine gömdü. Ben bacaklarını çekerek, ıslak amcığını ortaya çıkardım okşayarak karıma cevap verdim. Onu yavaşça kanepeye ittim ve erkekliğimi onun amının kıvrımlarına hizaladım,
“Sen sonunda yaramaz bir kız oldun canım… Ve ben senin cezanı vereceğim şimdi…”
Birkaç gün daha geçti ve eve geç geldim. Eve girdim ama Ayla arabasının ön tarafta olmasına rağmen evin hiçbir yerinde bulamadım. Merak etmiştim. Telefonu çıkarıp bir mesaj gönderdim,
“Neredesin?” Birkaç saniye geçti ve
“Yaramaz ;)” diye bir cevap aldım, mesajı gülen yüz göz kırpmasıyla kapattı.
Kan basıncım hemen yükseldi, Burhan’ın evine bakmaya çalıştım ama fazla bir şey göremedim.
“Ne yapıyorsun?” diye yanıtladım.
Odanın etrafında dolaştım, bir dakika geçti ve sonra bir mesaj aldım.
Herhangi bir pornodan daha uyarıcı küçük bir telefon videosuydu. Eşim Burhan’ın büyük ve kalın aletini yukarıdan aşağıya öpüyor, dudaklarını yumruk gibi başının etrafına sarıyor ve mümkün olduğunca ağzına et dolduruyordu.
Küçük eli adamı havaya uçururken ağır toplarına masaj yapıyordu. Emzirmesinin sesleri beni kendimden geçirdi ve içgüdüsel olarak kanepeye düştüm. Telaşlı parmaklarımla fermuarımı açtım ve sikimi açığa çıkardım. Sevgili karım komşumuzun erkekliğinde ağzını ve dilini kullanıyordu.
Burhan’ın zevkten bayılan sesini kayıttan duydum,
“Mmm. Harikasın… Evet bebeğim… Şu koca yarrağı em bakayım…”
Burhan telefonunu önlerinde tutuyormuş gibi görünüyordu, ama gördüğüm tek şey, onun büyük yarağı ve azgın karımın güzel yüzüydü. Karımın dudakları ve dili adamın sikini zevkle sağlıyordu.
Bir an durdu, kameraya baktı ve şeytanca gülümsedi. Daha sonra erkeğin devasa sikinde dolaşan etli dudakları aşağıdan yukarıya ıslak öpücükler kondurmaya başladı.
“Hassiktir… Ohh… Harikasın bebeğim… Dosum bu senin karın Ayla. Hadi canım, kocana bu büyük yarağı ne kadar sevdiğini göster.”
Bir kıkırdama duydum ve video durdu.
Hemen tekrar oynattım ve patlamamdan önce ikinci izlemeye sadece birkaç saniye izleyebildim. Dayanamadım artık, oturduğum yerde fışkırmaya başladım.
“Seni görmem gerek.” Ona acilen, çılgınca mesajlar attım. Birkaç dakika sonra bir cevap,
“Birazdan evde olacağım hayatım, onu boşaltmak zorundayım.”
Kanepeye doğru eğildim, tuhaf bir rahatlama dalgası kaplamıştı beni, neredeyse bir anlık transa girmiş gibi hissediyordum. Boşalmanın verdiği rehavetle tam bir uykuya sürüklenmek üzereyken komşumuzun tarafındaki sürme kapı açıldı. Ayla içeri girdi, darmadağınıktı yine… Aslında hala okulda çalışmak için giydiği elbiseydi üzerindeki, ama düğmeleri kopmuş, yakasına ruj bulaşmıştı.
Aşağı baktı ve benim az önce boşalan sikimi gördü, gülümsedi.
“Yani… Sanırım videoyu beğendin aşkım, öyle mi?”
Ona baktım, ama cevap veremedim. Sadece başımı sallayabildim.
Tekrar gülümsedi, kıkırdayarak,
“Dişlerimi fırçalamaya ihtiyacım var bebeğim… O kadar çok geldi ki…”
Karım güzel kıçını sallaya sallaya merdivenlerden yukarı çıkarken arkasından baktım.
Bunun olacağını hissediyordum ve ertesi Pazar günü kaçınılmaz olarak beklenen oldu. Karım ve komşumuz olduğu gibi bizim havuz etrafında çıplak vaziyetteydi. Suya girip çıkıyorlardı, öpüşüyorlardı, sevişiyorlardı.
O havuzun etrafında sıçrayan Burhan’ın büyük yarağı tamamen gözümün önündeydi. Eşim bütün öğleden sonra koca yaraklı komşumuzla benim yanımda oynaşıyordu. Bazen havuz sandalyelerinden birine oturduğumda o da benimle oturup, erotik gevşemenin keyfi içinde benimle flört ediyordu.
Hepimiz içiyorduk, Burhan’ın hazırladığı ünlü kokteyl kadehleri ağır bir şekilde tüketiliyordu. İnanılmaz derecede tuhaf bir öğleden sonraydı. Ama neredeyse tüm bu zaman boyunca taş gibi sertleşmiş durumdaydım. Özellikle de ikisinin sessizce su yüzeyinin altında birbirleriyle oynadığını fark ettiğimde… Az bile söylemiştim, gerçeküstü bir Pazar öğleden sonraydı.
Aniden uyandım. Geceydi, şezlongta sızıp kalmışım. Verandaya bakıp ortalıkta kimseyi göremeyince içimi merak kapladı. Garip bir şekilde ayağa kalktım, gündüz içtiğim bolca alkol hala sistemimde dolaşıyordu. İlk başta büyük bir sessizlik vardı, ama bu sessizlik uzak bir inilti tarafından bölündü.
Duyduğum inilti uzak ve boğuktu, ama eşime ait olduğunu anladığımda korku sardı içimi… Panikledim, sesin nereden geldiğini bilmiyordum. Evin içine koştum, etrafıma baktım. Oturma odasında değildi. Merdivenleri uçarcasına çıkarak yatak odamıza daldım. Orada da değildi, neden olsun ki? Bir an durdum, merak ve korku duygusu içimi kemiriyordu. Tam da ayrılmak için döndüğümde onları gördüm.
Bizim yatak odası karanlıktı, ama Burhan’ın karşıdaki yatak odası parlayan ışık altında ayna gibi görünüyordu. Oradaydı karım… İkisi de çıplaktı. Karım adamın yatağındaydı, dört ayak üzerine yayılmıştı. Zevkle inlediğini görebiliyordum kafasını geri atarak…
Burhan onu arkadan becermek için yaklaşmıştı. Karımın büyük göğüsleri ileri geri sallanan iki top gibiydi. Arkadan karıma bindirmeleri oldukça güçlüydü ve o kalınlığını ezbere bildiğim yarağıyla karımın amına girip çıkarken kürek gibi elleri ince belini sıkıca tutuyordu. Her ikisinin bedeninde, neredeyse saatlerce çiftleşiyormuş gibi, net bir ter parlaklığı vardı.
Yatağımızın kenarına çöktüm, derin bir ürperiş bir anda vücudumu sardı. Vücudumda dönen duyguların kokteyli eziciydi, ama hepsine hâkim olan şey korkunç bir cinsel uyarılmaydı. Sikimi açığa çıkardım, ancak fiziksel provokasyon olmadan patlamaya yakın olduğum için ona dokunmaya cesaret edemedim.
Karımı daha önce hiç böyle görmemiştim, daha önce hiç böyle şehvetle bağırdığını duymamıştım. Aramızdaki iki cam bölmeyi bile aşıp gelen zevk iniltileri inanılmazdı. Karım adamın seks oyuncağı gibi parmaklarıyla çarşafı tutarak, adam kalın yarağıyla vajinasına her daldığında deli gibi çığlık atıyordu.
Bir anda, Burhan’ın benim hiç yapamadığım kadar karımın kadınlığının hiç ulaşamadığım alanlarına daldığını biliyordum. Vajinal sinir uçlarını serbest bırakma zevkine ulaştığını biliyordum.
Aniden onları izlerken ağzımın tamamen açık olduğunu fark ettim. Burhan uzandığında dehşet içinde onlara baktım. Karımın göğüslerini tutarak onu sikerken şişe geçirir gibi içine çekiyordu bedenini…
“Oh bebeğim, sikimi seviyor musun?” dedi Burhan. Onları zar zor duyabiliyordum, ama dudaklarının hareketleri sesin zayıf geldiği anlarda konuşmalarını anlamamı sağladı.
“Ahh… Evet… Onu seviyorum.” Karım inleyerek yanıtladı adamı…
Yavaşladı sonra, karımı belinden çekip onu yatağında döndürdü, sırtüstü yatırdı. Önü, kadınlığı şişmiş, kabarmış ve sırılsıklam görünüyordu. Erkeğin masif organı, karımın içinden fışkıran zevk kreminin gerçek dışı bir miktarıyla kaplanmıştı. Sikinin gövdesi boyunca neredeyse dolu bir köpük görüntüsü vardı. Ayla’nın daha önce bana bu kadar kadınlık özünü verdiğini hiç görmemiştim.
Eğildi ve karımın göğüslerini ve sonra dudaklarını öptü. Kasıklarındaki devini bir kez daha karımın cinsel organına hizaladı, yavaşça kendini içine itti. Kalın sikinin gövdesinin karımın amcığını ikiye yarmasıyla büyülenmiş vaziyetteydim, adama karşı bir hayranlık uyandı içimde… Karımın sırılsıklam kalçalarının etini esnetiyor ve kucaklıyor, asla bırakmıyordu. Ayla’nın zevk kaynağı am dudakları adamın kalın sikinin etrafını sımsıkı sarmış vaziyetteydi.
Bacaklarını kaldırdı karım, yüksek sesle inledi, güzel ayakları adam içine girerken havada kıvrıldı. Onu bir kez daha pompalamaya başladığında narin ayak parmaklarının kıvrıldığını izledim. Büyük topları, onu alırken dolgun kıçının minik deliğine tokat atmaya başladı. Kolları sırtına yapıştıkça uzanıp onu alırken göğüsleri birbirine yapıştı. Karımın iri memeleri adamın geniş göğsünde eziliyordu.
Odanın karanlığında yüksek sesle çalarak telefonumdan aniden şaşırdım. Her nasılsa, Ayla arıyordu.
Cevap verirken titriyordum, “Merhaba?” Salak gibiydim. Karşımda sevişen çifte baktım. Telefon karımın elinde bile değildi. Yakında, yastıkların altında bir yerde olduğunu ve çağrının yanlışlıkla temas sonucu olduğunu fark ettim.
Çiftleşmelerinin şu anki net sesleri rahatsız ediciydi. Zevk çığlıklarını duymak beni derinden sarstı. Telefonu hoparlöre ayarladım, yenilgi içinde yan tarafıma fırlattım.
“Bana o büyük yarağını ver Burhan! Ben onu seviyorum!” İnliyordu durmadan, sarhoş edici, gerçeküstü inlemeler…
“Ben de bu sıkı amcığı çok seviyorum bebeğim… Kahretsin, sen hayattaki en seksi şeysin. Kocan sikemiyor seni yavrum… Benim gibi sikemiyor. Senin hak ettiğin gibi sikemiyor seni… Ohhh… Doyuramıyor seni…” Karımın içine yarağını iterken ayı gibi homurdandı.
Ayla’nın inlemeleri ateş topları haline geldi ve yatağın bitmek bilmeyen gıcırtısı, bellerinde güçlü bir şeye, çok yoğun bir orgazmın demlenmesine yol açıyordu.
“Oh! Oh! Oh Sik beni! Burhan! Yine yapacaksın… Ben, ben… Ben yine geliyorumm !!”
İnilltileri vahşi bir hayvan gibi ilkeldi. Bacakları adamın belinin etrafına sarılmış, ayak parmakları kıvrılmış ve aşağı doğru kilitlenmiş gibiydi. Görebiliyordum. Vücudu, hayatının en güçlü orgazmı onun bedenini sardığında sarsıntılarla patladı.
Burhan kükredi, cinsel doruğa katıldı, “Ohhh… Ayla… Senin bu evli amcığına döllerimi boşaltacağım! Aaahhh… Kocan sana hiç bu kadar boşalmayacak bebeğim benim… Oohhhh…”
Adamın büyük topları boşaldı, karımın istekli rahmine olması gerektiği kadar büyük bir tohum yükü indirdi.
Tutkuyla kucaklaştılar ve öpüştüler. Sonunda yuvarlandılar ve birbirlerinin yanına uzandılar. Burhan’ın masif organı şimdi bacak arası boyunca gevşek ve geniş uzanıyordu. Eşim ağır ağır nefes alıyordu ve ben onu kadınlığının hala titrediğini, bacaklarının kasıldığını gördüm. Elini karnına dayadı, kıkırdayarak, geniş ve mutlu bir vaziyette gülümsedi. Burhan karımın çıplaklığına hayran hayran bakarak,
“Sanırım evli kadını sikme fantezimi biraz uzattım. Nasıl buldun peki? Beğendin mi?” Karım, cinsel rahatlamanın verdiği rehavetle gevşek bir şekilde güldü,
“Bunun gibi mi? Bir erkeği böyle boşaltabileceğimi bile bilmiyordum… Bu büyük yaraktan yeterince yararlanacağımı sanmıyorum. Doyamıyorum senin sikine ben…”
Elini adamın erkekliğine koydu, dinlenirlerken sikinin gövdesini parmaklarıyla, nazikçe okşadı.
Adam karıma gülümsedi, üzerine eğildi ve onu tekrar dudaklarından öpmeye başladı,
“Bu yüzden komşuyuz bebeğim. Seni durmadan sikeceğim Ayla. Şimdi …” Sonra durakladı, karımı çevirerek kıçını tokatladı.
“Ama şimdi kocana geri dönmelisin. ”
Benden bahsediyorlardı. Boynuzlu kocadan… Aşağı, kasıklarıma baktığımda istemsizce boşaldığımı fark ettim. Her yeri batırmıştım, spermlerim komşumun yatak odasından gelen ışıkta parlıyordu.
Karıcığımın sikildiği o bol ışıklı yatak odası, dev ekranda bir porno film izler gibi tahrik etmiş, bitirmişti beni… Hele o porno oyuncusunun benim karım olması harika bir histi doğrusu…
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32